Aslı 1969 yılında Vasıf Öngören tarafından yazılmış bir
tiyatro oyunu olup; 1986’da Barış Pirhasan, Atıf Yılmaz ve Nuran Oktar
tarafından senaryolaştırılıp yine Atıf Yılmaz yönetmenliğinde sinemaya
kazandırılan Asiye Nasıl Kurtulur adlı film size sadece bir sinema tadı değil aynı
zamanda tiyatro tadı da veriyor ve film boyunca kendinizi farklı binbir
düşüncenin içinde bulabiliyorsunuz. Soru içinde soru, cevap içinde cevap
barındıran; sadece bununla bırakmayıp kendinize verebileceğiniz ya da
verdiğiniz cevapları bir sahne sonra bile tamamen değiştirebilen bir yapıda.
Boş olmaktan çok yüz dakikalık bir yapımı daha başka nasıl düzgün ve yerinde
bir halde doldurabiliriz denmiş gibi sanki.
Filmde Asiye’yi canlandıran Müjde Ar başta olmak üzere Hümeyra,
Ali Poyrazoğlu, Füsun Demirel, Yaman Okay, Nuran Oktar, Güler Ökten, Fatoş Sezer, Dursun Ali Sarıoğlu, Yasemin Alkaya ve Tuncay Akça gibi günümüzde hala
birçok seyirci tarafından ismen değil de simaen bile olsa tanınan birçok oyuncu
yer almıştır. Ayrıca ‘'Asiye Nasıl Kurtulur’' oyuncuları arasındaki Yasemin
Alkaya’nın repliği olmamakla beraber, ilk filmi olma özelliğini taşıyor.
Fuhuş bataklığındaki bir kadın olan Asiye’den gelen bir mektup sayesinde Fuhuşla Mücadele Derneği’nden geneleve yapılan ziyaretle başlayan film, genelev kadınlarının yaşantısını gözler önüne sermiş, sadece bu yaşantıya dair çözümlemelerle sınırlı olmayıp toplumsal yapıya, değişimlere veya hiçbir zaman değişmeyenlere de değinmiş, Asiye Nasıl Kurtulur sorusuna onlarca biçimde cevap aramıştır. Film içinde karşılıklı sorular sorulurken, bir yandan o soruları kendinize sorulmuş gibi varsayıp, cevaplarıyla ilgili ikilemde kalınan anlar olması muhtemel bir durum. Hatta filmi izledikten sonra zamanın tiyatro oyununu görmüş olmayı dileyen insan sayısı da bir o kadar fazladır diye düşünüyorum. Asiye ve annesi üzerinden anlatılan bu yaşantı, müzikal açıdan pekiştirmelerle birlikte, filmde geçen şu mısralarla özetlenebilir:
Biz aşk satarız, emeğimiz terimiz.
Artık aşk paradır,
Gönlümüzde yaradır,
Alnımızda karadır,
BİZİM GİBİLER İÇİN.
Biz et satarız.’’
Ali Poyrazoğlu, yakın bir zamanda Mesut Yar’ın ‘Burada Laf
Çok’ adlı programında bu filmle ilgili bir anısını paylaşmıştı. Dediğine göre,
filmdeki sahnelerde para yetişmediği için sahne terkarlarından kaçınmak zorunda
olan Atıf Yılmaz’dan, filmden alacağı parayı ısrarla hemen istemiş ve Atıf
Yılmaz ısrarlarına dayanamayarak en sonunda kendisine parayı nakit olarak
vermiştir. Para yok, nasıl makara yetiştireceğiz filme diye düşünüyorduk
mecburen deyişini hatırlıyorum Ali Poyrazoğlu’nun. O da aldığı bu paranın
tümüyle film için onlarca makara almış ve böylece filmde sahne tekrarlarından
kaçınılmamış, en iyisi için uğraşılabilinmiş. Ne de güzel etmiş. Kaç oyuncu var
böyle işine aşık? Ali Poyrazoğlu her şekilde katkıda bulunduğu bu film için çok
şanslı hissediyor olmalı.
Netice olarak yerinde diyaloglarla, sağlam oyuncularla, tiyatro havasını insana
hissettiren güzel bir film bu.
Yine bir Atıf Yılmaz filmi olan, Türk Sineması’ndaki fantastik türün mihenk
taşı Aaahh Belinda adlı filmde Asiye Nasıl Kurtulur'a göndermeler
yapılmıştır. Öyle ki, filmde ‘’Asiye Nasıl Kurtulur’’ bir tiyatro sahnesiyle
Aaahh Belinda’da gösterilmiştir. Aynı zamanda Asiye Nasıl Kurtulur'daki
birkaç oyuncuyu da burada tekrar görmek mümkündür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder