Lord of the Flies - İnceleme


1963 yapımı Lord of the Flies
Aslı Nobel ödüllü İngiliz yazar William Golding tarafından yazılan bir roman olan Lord of The Flies ilk olarak Peter Brook yönetmenliğinde 1963 yılında beyazperdeye aktarılmıştır. Daha sonra Harry Hook tarafından yönetilen 1990 yılı yapımı ilk yeniden çevrimi sinemaseverlere sunulmuştur. Burada bahsedeceğim tamamen özellikle kitap ve 1963 yılı yapımı ilk filme ithafen olacaktır. 1990 yılı yapımı, doğal olarak ilk film gibi olmamış. Hem zaten izleyici önce ilk yapımları izledikten sonra diğer yeniden çevrimleri sırasıyla izlemeli diye düşünüyorum. Filmi anlamak ve kıyaslayabilmek için daha sağlıklı bir durum olur.

Filmin başrol oyuncuları arasında James Aubrey (Ralph), Tom Chapin (Jack), Hugh Edwards (Domuzcuk), Roger Elwin (Roger) ve Tom Gaman (Simon) bulunuyor. Ayrıca film, neredeyse bütün oyuncuların ilk filmi olma özelliğini taşıyor.

Gemileri adaya çarpıp, bu adada mahsur kalan çocuklar, burada kaldıkları süre içerisinde birtakım psikolojik süreçlerden geçerler. Güçsüz ve karar verme yetisine sahip olamayıp bir başkasının buyruğu altına girme ihtiyacı duyanlar vardır. Lider burada ortaya çıkar. Seçilir ve emri altına girilir. Sorgu ve sual olmadan yapılır liderin söyledikleri. Peki ya aynı ortamda lider özellikli iki kişi varsa ne olur? Ralph ve Jack adlı karakterler işte burada ayrılır.


-- Film hakkında ayrıntılı bilgi içerir --

Jack ‘'kabile''sini oluşturmaya başladığı andan itibaren davranışlarındaki olumsuzluk sınırı git gide artmıştır. Jack'teki faşistlik ve ötekileştirme durumuyla beraber, ilerleyen zamanlarda had safhaya çıkacak olan kural koyma ve kendi kurallarına uydurma yetisi, çevresine topladığı kişilerin kendisine ses çıkarmamalarından mütevellit daha baskın, daha acımasız ve daha sert olmuştur. Jack her durumda yaptığı kötülük çıtasını işte bu yüzden hep birkaç kat daha arttırmıştır. Jack kendi kurmuş olduğu kabilesindeki kişilerin artışıyla ve bu kişilerin kendisine uyma potansiyeli yükseldikçe daha da güçlenmiştir.

Jack'in kabilesindeki en güçlü karakterlerden biri olan Roger, içinde barındırdığı kötülüğü gruplaşmanın henüz gerçekleşmediği ortamda göstermekten kaçınmış, ancak ve ancak kötülüğün temel olduğu bir gruplaşmanın içine girdiği anda karakterini göstermekten çekinmeyen bir yapıya dönüşmüştür. Roger ilk zamanlarda arkadaşına taş atarken, kendi içinde o taşın kişinin üstüne gelmesini umduğu halde o taşı kişinin yan tarafına atmış, kötülük grubunun içine girdiği anda ise bu isteğini durdurmak için herhangi bir şey yapmamıştır. Roger'ın kendisini serbest bıraktığı ortam Jack'in kabilesinin ta kendisidir.


Ralph ise seçilmiş bir liderdi. O'na inanan ve O'nun sözlerini, kararlarını uygulamaya hazır olan bir topluluğu vardı. Jack de liderlik vasıflarına sahip olduğundan bir süre sonra Ralph'in grubundan ayrı durmaya başlamış ve etrafında emir vereceği kişiler toplamakta geç kalmamıştır. Jack'in istekleri ve düşünceleri her ne kadar akıl dışı ve uygulanamaz olsa da, etrafında topladığı kabilesi Jack'i körü körüne dinlemiştir. Dinlememe durumu ise zaten Jack tarafından bir ihanet olarak algılanacaktır ve kabile üyeleri buna asla yanaşmamıştır. Tıpkı kitaptaki ikizlerin Ralph'le gizlice konuşup, Ralph'in yakalanmaması için kaçması gerektiğini söylemeleri gibi.

Domuzcuk ve Ralph
Önyargının sebep olduğu durumları en iyi gösteren karakter ise Domuzcuk'tur. Taktıkları lakap haricinde O'nun gerçek adı hiçbir zaman bilinmemiştir. Domuzcuk zeki, mantıklı ve ileri görüşlü olmasına karşın dış görünüşü ve aksanı yüzünden ötekileştirilmiş ve değer verilmemiştir. Simon adlı karakter için de bu geçerlidir. İçinde hiçbir kötülük olmamasına rağmen fikir ve öngörüleri anlaşılmamış, aksine Simon için çatlak denilmiştir. 

                                       -- Film hakkında ayrıntılı bilgi bitti --

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder